30 Mart 2012 Cuma

Anlam veremediğim bir sıkıntı içimi dolduruyor.Ağlamak istiyorum ağlayamıyorum.Nasıl ilginç bir ruh haline girdim ben bugün neden böyle oldum bilmiyorum.Sınav zaten yeteri kadar stres yaparken durduk yere mutluluğumu  huzurumu kaçırmaya çalışan bu sıkıntı neyin nesi ? Bu ruh halini istemiyorum ya canımın sıkılmasını istemiyorum.Bugün yemek yaptım ve yemek yaparken bile keyfim yerine gelmedi.ben yaa ben neşeli herşeye gülen eğlenen mutlu olan ben bugün neden bu haldeyim!! Halil sezai gibi İssssyaaaaaaaaaaaaaaaaaaaannnnnnna bağlıcam bu gidişte.ruh halim lütfen silkelen ve kendine gel sen bu halde olacak bir insan değilsin..

20 Mart 2012 Salı

Yemek yemeyi unutan bir insanım.

 Sabahtan bir kahve ve bir kekle günü geçirdim ve hiç acıktığımı da hissetmedim. Anlamsız bir iştahsızlık var iki üç haftadır ama uzun zaman sonra ilk defa yemek yemeyi unuttum. Bu iyi iyi kötü değil yemek yememek demek yemek yemeyi unutmak demek kilo vermek demek :)) Bayan olmak çok zor ya onu yemem kilo alırım, bunu yemem sivilce yapıyor, forma girmem lazım yaz geliyor, ayy saçım bozuldu, ay ojemm bozuldu, saçım çok kırıldı kestirmem lazım, yarın ne giysem, bu ayakkabı mı giysem diğerini mi giysem hangisi uyumlu olur acaba, vs vs vs vs ömrümüz bunlarla geçiyor.Yok benim geçmiyor diyen biri yoktur eminim ki yoktur sadece yok gibi davranıyordurr amaaaaa kim bilir yanında kimse olmayınca bunların kaç katını yapıyordur çakkkaaallllarrr nolcak :D



Öyle ya da böyle güzel ve dolu dolu geçen bir günüm daha bitti bile..

17 Mart 2012 Cumartesi

Bugün aramızdan ayrılalı tam 5 yıl oldu.
Ne kadar da çok sevdiğim bir insandın oysa ki. Yaptığın yemeklerin tadını hala unutamam. Senin elinden yediğim en ufak bir şey domates bile çok tatlı gelirdi her şeyin tadı farklı olurdu sende.Adile naşit gibi gülüşünü asla unutamam. Hani böyle gülerken karnın onun gibi oynardı ya çok eğlenirdim. Zayıf parmaklarını merakla incelerdim küçükken. Ayrım yapmak değil amacım ama babaannemden daha çook sevdiğim çok çok kesin.Babaannemi hatırlamıyorum bile ama anneannem bambaşkadır.Küçükken bize geldiğin zamanları hatırlıyorum yürüdüğün zamanları koşa koşa giderdim kapıya açmak için anneannem geldi diye..



Bebekliğimde örmüş olduğun hırkaları hala saklıyoruz atmadık atmaya da kıyamayız zaten ne annem ne de ben.Hepsi senin özenle yaptığın şeylerdi.Eee ne de olsa en küçük torun bendim. Hep de saklıcam onları hiç bir zaman önemsiz kıyı köşelerde atılı kalmayacak..


Öldüğünü bile anlamadan bize veda ettin.Oysa daha yaşaman lazımdı torunlarının torunlarını görüyordun huzurluydun.Ama lanet olasıca bir kalp krizi yüzünden aniden anlamadan gittin.Sabaha karşı teyzem aradığında nasıl gittiğimizi bilemedik size.Tam yolun başına geldiğimizde hastaneye gidiyorlardı o görüntüyü gözümün önünden alamıyorum şuanda.Bir an da öldün yok oldun.Hastaneden öldü diye haber geldiğinde annem yeri gırgırlıyordu ve ağlıyordu noldu anneannem öldü demi dediğimde daha çok ağlamaya başlamıştı ve dedeme söylemedik bunu nasıl söyleyeceğimizi bilemedik..


Dedem hiç unutmuyor seni 90 yaşında şimdi ama hala dilindesin senin ona ördüğün kazaklara bakıyor sürekli.ilk zamanlar çok zor olmuştu hayat arkadaşını can yoldaşını kaybetmişti kolay değildi günlerce ağladı günlerce neden beni bıraktın diye..


Annem, teyzem dedeme çok iyi bakıyor anneaannem, sende görüyorsundur zaten bunu hepimizin kalbi seninle dualarımız seninle nur içinde yat cennet bahçelerinin en güzel köşesinde gülümsemen hiç yüzünden eksik olmadan devam etsin.   seni seviyorum tatlı kadın..

Bilinç altının da böylesi :))

İki ay önce okuduğum bir kitap rüyalarıma girebildiğine göre bilinç altıma baya bir yer etmiş anlaşılan.Burası tamam da neden iki ay.. Bir ay önce girseydin ya da okuduğum gibi girseydin rüyalarıma :D Nasıl bir heyecanla okudusam uykumdan uyandıracak kadar yoğun bir rüya oldu bu hatta kabus hatta 10 dalda oscara aday gösterilip 5 dalda oscar alacak niteliğe sahip olabilcek bir film gibiydi :D En iyisi yılllarr sonra ne kadar ilginç rüya görmüşüm yahu demek için bunu yazmam da yarar var diye düşünüyorum..


Annem ben ve iki arkadaşım bir evdeyiz. Annem her zaman ki gibi arkadaşlarıma zorla bişeyler yedirme peşinde yedirmesse içinde kalır hatunun illa yedirecek gene öyle bir şey ekmek kalmıyor ekmem almaya çıkmam lazım annem çıkma diye ısrar ediyor ama çıkıyorum ben.


Dışarda ki askerlerden izin alıyorum ekmek almaya gidicem haberiniz olsun diye karşıda bakkal var gidiyorum ama ekmek yok.Başka bir bakkala gidicem ama korkuyorum her yer de askerler var ve savaş zamanı yakaladıklarını içeriye alıyorlar. Neyse efenndimmmm  koydum ya kafama gidicem alıcam o ekmeği illaa başka bakkala gidiyorum ama nefes nefese korkudan kalp çarpıntılarıyla.. 


Alıyorum ekmeği içerde adı da ekin ve ünlü biri var sigara alıcak ama o da korkuyor dışar da savaş var nede olsa. (hayatımda da hiç ekin diye hiç bir tanıdığım yok ama neyse bakalım :D ) 


Sonra ben bu kıza diyorum ki beni de eve bırakır mısınız yolunuzun üstündeyse korkuyorum her yer de gestapolar var yakalarlar diye korkuyorum diyorum kız tamam hadi gel diyor. 


neyse biz gidiyoruz bunla tam biniyoruz arabaya biraz ilerliyoruz gestapolar bize doğru askeri araçlarıyla geliyor uzun farlar da yanık bir şekilde.Hepimizi indiriyorlar arabadan gestapolara ben yahudiyim beni almayın kimliğime bakın diyorum adamlar laftan anlamıyor zorla indiriyorlar araban tabi ben ağla ağla korkudan :D  O sıra da abimin çok eski yıllardır görmediğim hakan adlı arkadaşını görüyorum hakan abi kurtar beni götürüyorlar diyorum yook efendim adam bakmıyor bile yüzünee tokat atıyorum burdayım burdayım diyorum bakmıyorr gestapolar zorla götürüyorlar sonra uykudan da gestapo diye diye uyandım.. yaa nasıl bir bilinç altım var benim şaşıyorum bazen :D


Sonuç olarak; yıllardır görmediğim hakan abi ye sinir oldum insan bi yüzüme bakardı yardım ederdi gestapolardan kurtarırdı. ee bide böyle çok bilincime işleyecek kitaplar okumasam iyi olacak sanırım :D

16 Mart 2012 Cuma



Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin..Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.



Nasılda sevdiğim hayat felsefem diyebileceğim bir söz. Herkes için böyle değil mi zaten. ya da olması gereken zaten bu değil midir ?

 Hayatıma bu söz üç buçuk ay önce girdi ve var olan düşüncelerimi kararlarımı ön safhaya çıkarttı. Kimse beni değiştiremez, kimse gülüşümü engelleyemez hiç kimseye bu tavizi vermem derken büyük lokma yedim ve bu tavizi verdim. Sonunda ne mi oldu kaybeden ben oldum. Yine kişiliğimden ödün vermedim ama çok şey götürdü ama şimdi eskisinden daha güçlüğüm daha sert yere basıyorum hayatımda şu noktam dağınık kaldı diyecek bir an bile yok. Polyannanın pembe gözlüğü de yok bende her sey siyah beyaz  ve net. Aman arkadaşım bana küsmüş, yok şu böyle olmuş öyle olmuş umurumda bile değil giden gider. Benim için önemli olan sadece ailem ve sevdiklerim. Bu dünyaya bir kere geliyorum ve bunu en güzel şekliyle yaşayacağım en güzel şekliyle de sonlandıracağım beni ben olmaktan kimse alı koyamaz; bu dünya da bir tane benden var benim bir ikincim olmayacak ve bu yüzden de hayatımı en güzel haliyle yaşamaya çalışıcam.
Kendi kendimi çok güzel korkutmayı başaran bir insanım mazoşistler yanımda halt eder bu konuda. Şuanda şans meleğim dinlerken eğleniyorum ama yalnız olmanın verdiği psikolojiyle etrafa bakmaktan alamıyorum kendimi.Bir şey olduğun dan mı hayır tabi ki de kendi kendime heyecan yaşatıyorum sonra da uyumak için kuzu saymak yerine hayal kurmaya çalışıyorum.Prof. amcalarımız teyzelerimizin yaptığı araştırmalara göre hayal kurmak kuzu saymaktan daha çabuk uyku getiriyormuş.cidden de getiriyor ama. Neyse işte şuanda kendimle baş başa iken kulağımda bangır bangır müzik varken sanki tıkırtılar varmış gibi hissediyorum :D Hatta biraz daha kurmaya başlasam aklımda, çevremde garip insanlar kıpırdayan perdeler sönen ışıklar yürüyen yastıklar açılıp kapanan bilgisayarlar aynalarda insanlar vs vs vs bu düşüncelerim hep o gece beni yurtta korkuttuğunuz an oldu sevgili arkadaşlarım size buradan sevgilerimi saygılarımı yolluyorum :D tırsıyorum şuanda yaa ya bu kurguladıklarım olursa kafayı yerim heral de.Bloglarıma ruh ve sinir hastalıkları bölümünden yazmaya devam ederim artık :D 
Bazı insanların bu kadar ucuz olmasına katlanamıyorum.Arkadaş madem bir halt ediyorsun gözüme gözüme sokma bilmek zorunda değilim ben senin ne yaptığını nerde olduğunu bugün yaptığın o saçmalığa hala anlam veremiyorum ya bir de hiç bir şey yapmamış gibi yüze gülümsemen yok mu yılışık yılışık .. Arkadaşlık listesinden bir kişiyi daha sildim gerçek yüzünü gösterdiğin için aslında sana teşekkür etmem lazım.(!) Ama şu da bir gerçek ki seni ilk tanıdığımda bi soğukluk hissetmiştim garip bir his sonradan pisliği çıkacak insanlarda hep bu hissi tadıyorum.ama bu sefer yok ya bu kız öyle değildir çok iyi birine benziyor dedim ama yok yok ben hislerimden şaşmayayım en iyisi.Gerçi esin olayından sonra hislerimin ne kadar yoğun olduğuna inanan kız arkadaşlarım bile iyi davranmama şaşıyordu ya hadi neyse :D Ammmaaannnn ben keyfime bakarım tek başıma odamda taktım kulaklığımı süper şarkılar dinliyorum keyfime diğecek yok kimse de kaçıramaz. 
Kaçmaz demi ya yok yok kaçmaz böyle olumsuzluklardan kendimi uzak tutuyorum evrene poziiitif enerji yolluyorum ve şarkı söylüyorum, çılgınlar gibi eğleniyorum.


İnsan tek başına kaldığında bile eğlenebilmeyi başarmalı. Zaten bunu başaramıyorsa en yakın köprüden atlayabilir hemen hayat çekilmez olur sanırım :/ 


Gökçeden sonra da sıla dinlerken bulmak kendimi oda bi ilginçlik.sıla dinleme zamanım gelmiş anlaşılan gerçi kötü anılar barındırsa da bende sıla dinlemekten vazgeçemediğim hatun.




Alpi'ye hitaben diyorum ki ; yazııciiiğiimmm  yazııciiğimm :D
hahh  evet işte oldu blog furyasına bende katıldım sanırsam sonunda :)) Kafam iki dakika boş kalmasın hemen ne yapsam diye düşünüyorum onu da blog açma fikriyle doldurdum. Oldu hatta çok güzel oldu ama biraz zaman alabilir alışmam.neyse artık hoşgeldim yeri geldiğinde mutlu yeri geldiğinde sinirli şeyler yazıcam biliyorum kendimi :)